7 Ekim’den bu yana katil İsrail devletinin Filistin halkına zulmü bir an olsun dinmedi. Tepkilere rağmen İsrail ordusu, masum sivilleri hedef seçti. Okul, hastane hatta evler bile bombaların hedefiydi.
Soykırımın bir an önce durdurulması için Türkiye başta olmak üzere pek çok ülke lider yoğun bir diplomasi trafiği sürdürüyor.
Katar merkezli Al Jazeera, bu noktada barışın sağlanması için Türkiye’nin rolüne ve önemine vurgu yapan bir analiz yayınladı.
Al Jazeera,
“Türkiye, Filistinliler ile İsrail arasında arabuluculuk yapabilecek benzersiz bir konuma mı sahip?”
sorusuna cevap aradı.
“Hem Hamas hem de İsrail ile teması olan az sayıda ülkeden biri olan Türkiye, kalıcı bir barış için müzakere yapmak istiyor”
ifadelerine yer verilen analizin devamı şu şekilde:
‘Gazze Savaşı, Türkiye’nin sadece İsrail’in Filistin bölgesine yönelik bombardımanını sona erdirmekle kalmayıp aynı zamanda dünyanın en çözümsüz çatışmalarından birine kalıcı bir barış getirmek için potansiyel bir arabulucu olarak ortaya çıkmasına tanıklık etti.’
Rusya-Ukrayna diplomasisi hatırlatıldı: Öncülük etti
Erdoğan’ın daha önce Rusya-Ukrayna krizinde oynadığı rolünün hatırlatıldığı analizde
‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi küresel bir oyuncu olarak tanıtma ve Ankara’nın Ukrayna ile işgalcisi Rusya arasında Kiev’in tahıl ihracatı konusunda anlaşmaya varma konusunda arabuluculuk yapma başarısını tekrarlama isteğiyle ülkesinin hedefine öncülük etti’
denildi.
“Türkiye’nin Hamas’la ilişkileri var ve bu da onu 2007’den bu yana Gazze’yi yöneten grup üzerinde etkisi olan az sayıdaki ülkeden biri yapıyor”
diyen Al Jazeera, Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan liderliğindeki Türk yetkililerin Ankara’nın son Gazze ihtilafının çözümünde merkezi bir rol üstlendiğini gördüğünü ve bu avantajdan yararlandığını yazdı.
Al Jazeera, bölgede kalıcı bir barış için Fidan’ın teklifine dikkat çekerek, “
Fidan Ankara’nın iki devletli çözüme dayalı kalıcı ve kapsamlı bir barışın kapısını açmaya çalıştığını söyledi, Türkiye’nin garantör olabileceğini belirtti”
dedi.
Erdoğan’ın Filistin halkı tarafından sevildiğine vurgu yapılan yazıda “Ancak Türkiye’nin kalıcı bir çözüme yönelik çabaları, her iki tarafın da anlamlı katılımı olmadan sekteye uğrayabilir” yorumuna yer verildi.